Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ'da toplu açılış töreninde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Kendi menfaatini ülkesinin menfaatinin önünde tutanlara diyecek bir şeyimiz yok. Cumhurbaşkanlığı sistemini bilmedikleri için meseleye soğuk yaklaşanlara işin aslını astarını anlatmak hepimizin boynunun borcudur. Türkiye'de rejim değişmiyor, değişen sadece yönetim sistemidir. Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatacağız. Yönetim sistemi tartışmalarının tarihi cumhuriyetimizden eskidir.
"MECLİS ORTADAN KALKMIYOR, GÜÇLENİYOR"
Şu anda yapılan iş yasama-yütünme ve yargı arasındaki ilişkileri yeniden düzenlemekten ibaret. Bu organların hiçbiri ortadan kalkmıyor. TBMM parlamento ortadan kalkmıyor. Birilerine sorsan kalkıyor, yok böyle bir şey. Yürütme doğrudan millet tarafından seçilen cumhurbaşkanına veriliyor. Ne diyor anamuhalefetin başındakiler? Parlamento olmuyor, yasama organı kalkıyor... İşleri güçleri sağda solda dedikodu. Kararnameyle düzenlenen konuda kanun çıkarılırsa üstünlük kanunda. Bütçe dışında kanun teklif etme yetkisi verilmiyor. Birileri çıkıp Meclis'in ortadan kaldırıldığını söylüyor. Yok böyle bir şey, Meclis güçleniyor. Yargının bağımsızlığının yanına tarafsızlığını da ekliyoruz. Cumhurbaşkanı adayı olacaksın, kurucusu olduğun partiden ilişiğin kesiliyor. Bu da düzeltiliyor. Bu sistemle kazanan Türkiye olacak. Seçilme yaşını 18'e indiriyoruz. Çoluk çocuğa mı bırakacağız parlamentoyu diyorlar. Bu ne demektir, kendi gencine güvenmemek demektir. Parlamento daha dinamik, daha genç olacak.
İdam konusunda düşüncem belli. Bu konuda bir anayasa değişikliği gerektiriyor. Bu parlamentomuzdan geçtiği takdirde ben bunu onaylarım. George ne der, Hans ne der ben ona bakmam. Böyle bir yetki bizde yok. Devlet herhangi bir vatandaşın şehit edilmesi noktasında kalkıp onun katilini affedemez. Ona af yetkisi onun varislerinindir.
"KEŞKE 1990'LI YILLARIN BAŞINDA GEÇSEYDİK"
Cumhurbaşkanlığı sistemini şahsi hevesim arzum olarak göstermek isteyenler en büyük haksızlığı gençlerimize yapıyorlar. Bizden sonra bu bayrağı kimler devralacak, bugünün gençleri devralaak. 16 Nisan'a çıkacağıma dair bir garanti var mı? Keşke cumhurbaşkanlığı sistemine 1990'lı yılların başında geçseydik. O zaman Türkiye krizlere acılara maruz kalmayacaktı. Dağlara götürülen gençler yok mu? Onları dağa kaçıranlar 16 Nisan için hayır diyor. Onlarla beraber hareket edenler var. Kişi sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır. Benim samimi vatandaşlarım terörizme, teröristlere karşı çıkan kardeşlerim evet demeye hazır mı. Fethi Sekin'i şehit edenler hayır diyor.